Hayır, Almanca tercüme yapmak asla sandığınız kadar kolay değil. Bu dili öğrenmek, hele ki İngilizce bilen biri için oldukça basit olabilir; ancak iş, tercümesini yapmaya geldiğinde dikkate değer birçok unsur bulunur. Türkiye ile Almanya arasındaki yakın ilişkiyi göz önüne aldığımızda ise, bu unsurların önemi iki katına çıkar. Hepimiz biliyoruz, ülkemiz ile Almanya arasındaki etkileşimi. Bu etkileşim ne geçmişte, ne de günümüzde hiçbir zaman yok olmamış; aksine büyüyerek çoğalmıştır. Küreselleşmenin etkisi ile en üst safhaya ulaşan uluslararası ilişkiler kavramı da Almanca tercümelere yönelik ilgi ve alakayı gitgide arttırmıştır. Ancak, Almanca tercüme yaparken dili kuralları bütününde ele almanın dışında özen gösterilmesi gereken daha birçok şey vardır. Peki, siz bir tercüman adayı olarak Almanca tercüme mi yapmak istiyorsunuz? Gelin o halde, yazımıza bir göz atın.
Almanya, dünya üzerinde özellikle ticaret alanında büyük söz sahibi olmuş, birçok farklı sektörde dünya pazarında büyük pay elde etmiş ülkelerden biridir. En basitinde, yolda yürürken yanımızdan geçen otomobillere baktığımızda birçoğunun Alman markası olduğunu görürüz. Ülkenin, ticari alanda bu kadar etkin rol oynaması sahip olduğu anadilin değerini de gün geçtikçe arttırmıştır. Şu anda yazılan birçok ticari belgenin Almanca dilinde hazırlanması bile bahsi geçen bu değeri anlatmaya yeterlidir. Hal böyleyken Almanca tercüme yapacak olan bir tercümanın, her şeyden önce dili her yönüyle öğrenmiş olması gerekir. Her yönüyle dememizdeki kasıt; dilbilgisi ve imla kuralları, noktalama işaretleri ve gramerdir. Kültürün sokak jargonunu ve mevcut zamanda sıklıkla kullanılan tamlamaları öğrenmek ise, bir tercümanın her zaman yararına olacaktır. Bunun yanı sıra, Almanya ile ülkemiz arasındaki etkileşim düşünüldüğünde, toplumsal kültür öğelerinin bu çevirilere yansıtılmasının ne denli önemli olduğu anlaşılacaktır.
Yolun henüz başında olan ve Almanca tercüme alanında uzmanlaşmak isteyen tercümanlardan ricamız, önce dili; sonra dilin ait olduğun toplumun kültürünü her yönüyle öğrenmeleridir. Unutmayın ki Türkiye-Almanya arasındaki ilişki sadece ticaretle sınırlı değildir; işin bir de sosyo-kültür boyutu vardır.