Tercüme için her zaman diller arasında çeviri tanımını kullanıyoruz; ancak yazımıza başlamadan önce şunu söylemeliyiz ki, tercüme sadece dillerin çevirisini yapmak anlamına gelmez. Bunun yanı sıra başka görevleri de üstlenen tercüme, tüm bu görevler çerçevesinde büyük değer taşır. Dili veya türü fark etmeksizin bir tercüme işlemi için diyebileceğimiz şey, kalite unsurları gözeterek yapılan her çevirinin toplumlara ait kültürleri de yansıtabileceğidir. Peki, bir tercüman bunu nasıl başarır?
Her zaman belirttiğimiz gibi tercüme sektörü içerisinde tercümanlara düşen görev oldukça fazladır. Bir belgenin çevirisini yaparken hem kaynak hem de hedef dilin kurallarına uymak zorunda olan tercüman; aynı zamanda metnin anlam bütünlüğünü bozmamakla da yükümlüdür. Bu işin eğitimini almış, yıllar içerisinde kazandığı deneyimlerle uzmanlaşmış her tercüman bilir ki, bir çeviri işinde önemli olan sadece dilleri düzgün kullanmak değil var olan toplumsal kültürleri de metne yansıtmaktır. Tercümanın bunu sağlayabilmesi için yapması gerekenler oldukça bellidir. Öncelikli şey, üniversitelerin Mütercim-Tercümanlık Bölümü’nde okumaktır. Bu bölümde öğrencilere sadece yazılı ve sözlü çeviri işinin püf noktaları anlatılmaz; aynı zamanda üzerinde uzmanlaşılacak dillerin ana dil olarak konuşulduğu toplumların kültürleri de öğretilir. Yani siz örneğin; Almanca dili üzerinden eğitim alıyorsanız Mütercim-Tercümanlık Bölümü’nde Almanya’nın tarihi, gelenek ve görenekleri, inançları, düşünce yapıları hakkında da bilgi sahibi olacaksınızdır. Ancak, demek istediğimiz elbette ki bu bölümde alacağınız eğitimin kültürel bazda size yeterli olacağı değildir. Tercümanın henüz öğrenciyken ve mezun olduktan sonra toplumsal kültürleri durmaksızın araştırması ve genel kültür seviyesini arttırması gerekir.
Emin olun ki, kaliteli bir tercüme metni okuyucularına bir toplumun kültürü hakkında çok büyük bilgiler verebilir. Önemli olan çeviri işlemleri esnasında dilbilgisi kurallarının yanı sıra, bu öğeye de odaklı olarak çalışmaktır.