Sürekli tercümanlar eğitimli olmalı, deneyimli olmalı deyip duruyoruz fakat bir kişinin tercümede başarı yakalayabilmesi için sadece bunlar yeterli midir? Evet, kişiler Mütercim-Tercümanlık Bölümü’nde okuyarak tercümeye ilişkin bilgi birikimini en üst seviyeye çıkartabilir; stajyerlikten başlayarak yıllar içerisinde deneyim kazanarak da elde ettikleri bu bilgiyi pratiğe dökebilir. Ancak, tüm bunların yanı sıra kişilerin tercümanlık yapabilmesi için sahip olması gereken birtakım kişisel özellikler de vardır. Peki, nedir bu özellikler?
Tercüman olmaya karar vermeden ve yola çıkmadan önce kişisel özelliklerinizi gözden geçirmenizde büyük fayda vardır. Çünkü bu meslek dalı, dışarıdan her ne kadar rahat ve eğlenceli olarak gözükse de işin işine tam anlamıyla girildiğinde öyle olmadığı anlaşılır. Tercümanlar, çoğu zaman gecesini gündüzüne katarak çalışır; çünkü elindeki işi çok kısa bir zaman dilimi içerisinde bitirmekle yükümlüdür. Belli bir dille yazılmış metni, anlam bütünlüğünü bozmaksızın başka bir dile aktarmak sanıldığı kadar kolay bir şey değildir. Hele ki söz konusu, tıbbi, medikal veya hukuki bir belgenin çeviriyse… Tercümanın bunu yaparken aynı zamanda toplumlara ait kültürel öğeleri de göz önünde bulundurması gerekir. Sözlü çevirilerde tüm bu bahsettiklerimizin önemi, ikiye katlanır. Çünkü ardıl ve simultane olmak üzere tüm sözlü tercümelerde, zaman aşımı yapmak imkânsız olduğu için tercümanın hata payı da sıfırdır. Çevirmen, duyduğu her şeyi doğruya en yakın biçimde hedef dile aktarmakla sorumludur. Tüm bu anlattıklarımız çerçevesinde denilebilir ki, bir tercümanın soğukkanlı bir yapıya, pratik ve analitik zekâya, güçlü bir hafızaya sahip olması gerekir. Bunların dışında kişinin sabırlı olması her şeyden önde gelir.
Görüldüğü gibi tercümanlık, birçok kişisel özelliğe sahip olmayı da gerektirir. Bizim size önerimiz, önce bu özelliklere sahip olup olmadığınıza karar vermenizdir.