Tercüme sektöründe yapılan bütün yatırımlar sektörü her geçen gün bir adım daha ileriye taşımaya çalışıyor. Tabi sektörde bu derece bir gelişimim yaşanması sadece yapılan yatırımların bir sonucu değil. Tercüme sektörünün gelişmesinde ki en büyük neden bu alanda çalışan tercümanların sürekli olarak kendini geliştirmesidir. Zaten tercüme sektöründe ne kadar yatırım yapılırsa yapılsın eğer bu alanda çalışan tercümanın belli bir standarttı yoksa ne yazık ki sektörün gelişmesi beklenemez. Tercüme sektöründe tercümana bu kadar çok yükün bindiğini düşünürsek tercümanın sahip olduğu değerlerin ne denli önem taşıdığını da anlamış oluruz. İşte tercüme sektörü için bu denli önemli olan tercümanların bilmesi gereken bir diğer terim ise pasif dil terimidir. Pasif dil terimini tercüman açısından ele alarak biraz daha detaylı bahsedelim.
Bu aşanda ilk bilinmesi gereken aktif dil kavramıdır. Aktif dil kavramını bilmek pasif dil kavramını çok daha rahat anlamanıza imkân sağlar. Aktif dil tercümanın çeviri yapabildiği ve ana dili gibi bildiği dilidir. Pasif dil ise bu durumun tam tersi olarak nitelendirilebilir. Adından da anlaşılacağı gibi tercüman bu dile pasif olarak hakimdir. Yani tercüman bu dili anlar ya da bir nebze konuşur fakat dile tam hakimiyet kuramadığı için bu dile çeviri yapamaz. Bu dil hakkında yeterli bilgiye sahip olunmadığı sürece tercümanın pasif dilde çeviri yapması da mümkün değildir. İşte pasif dil kavramına tercüman açısından bakılırsa bu şekilde bahsedilebilir. Bu kavramın farkında olan ve sürekli olarak pasif dilleri geliştiren tercüman sürekli olarak kendisini geliştiriyor demektir. Böylece bu tarz tercüman çok daha kısa süre içerisinde referanslarını çok daha yükselte bilir.